Kuran’dan Notlar – Peygamberi Altüst Eden Sıkıntı ve Güzel Bir İsim Bırakmak
“75. Andolsun ki, Nuh bize seslenmişti. Biz de gerçekten ne güzel icabet edenleriz! 76. Hem onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan (kerb) kurtardık. 77. Hem onun neslini sürekli kalanlar kıldık. 78. Hem de sonradan gelenler içinde namını bıraktık. 79. “Bütün alemler içinde Nuh’a selam!” 80. İşte biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız. 81. Çünkü o bizim mü’min kullarımızdandı. 82. Sonra da diğerlerini suda boğduk.” Saffat Suresi (Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri)
Bu ibareyi iki sebeple zikrettim.
(1) Nuh büyük bir sıkıntı yani kerb yaşamış. Kerb ne demektir diye etimoloji sözlüklerine baktığınızda insanı ruhsal olarak altüst eden sıkıntılara deniyormuş. Yani Nuh kendi toplumundaki yanlışlardan öylesine azap çekiyormuş ki ruhu uzun süre altüst olmuş. Ve ancak bu altüst oluştan sonra toparlanabilmiş. Bu kerb hadisesi bizim peygamber profilini anlamamız için anahtar kavramlardan biri. Aynı İbrahim’in delirmiş olması gibi. Çünkü biz genelde peygamberleri Allah’ın desteği sürekli yanlarında olduğu için ruhsal olarak sürekli huzurlu ve mutlu yaşayan insanlar zannederiz. Halbuki öyle değil. Ruhsal olarak ciddi sarsıntı geçiriyorlar. Hatta delirebiliyorlar bile.
(2) Nuh’un namının geleceğe bırakılması da dini kavrayışımız açısından mühim. Çünkü geleneksel dini kavrayışımız gereği biz sanarız ki hakiki ihlas, insanın sadece ama sadece Allah’ı razı etmeyi hedeflemesi başka bir şey de hedeflememesidir. Halbuki Kuran ihlaslı olduğunu söylediği Nuh’un gelecekte nam bırakacak haklı ve değerli bir şöhrete kavuşma arzusunu gayet makbul bir talep olarak görüyor. Ve bu talebi bizlere örnek gösteriyor. Yani dinimiz güzel bir şöhrete sahip olma arzusunu son derece güzel karşılıyor. Ve bunu ihlasa mani görmüyor. Yani Kuran bize hedef olarak sadece ve sadece cenneti arzulamayı değil dünyevi arzulardan da güzel bir biçimde faydalanmayı teşvik ediyor.