Çapa’da Taşeron İşçiler İş Bıraktı
Geçen günlerde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden atılan taşeron işçi arkadaşlarımızla ilgili Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin yaptığı çağrıyla, Pazartesi sabahı hastanede 2 saatlik iş bırakma eylemi yapıldı.
Arkadaşlarımızın okudukları basın metni aşağıdadır:
Çıkarılan İşçiler Geri Alınsın! Sağlık Hizmeti Ulaşılabilir Olsun!
Değerli Basın Emekçileri,
İstanbul Üniversitesi (Çapa) Hastanesinde taşeronda çalışan sağlık işçilerinin sorunları bitmiyor. Üniversite taşeronda çalışan sağlık işçileri “KADROLU” çalışmaya geçişi beklerken, “istihdam fazlası var” diyerek 8 röntgen teknisyeni işten çıkartıldı. Bu çıkışın bize söylenen nedeni “istihdam fazlası” olarak söyleniyor. Oysaki sağlık hizmetine ulaşmak isteyen hastalar randevu alabilmek için aylarca hatta MR randevularında gelecek seneye gün verilerek bekliyorlar. Ulaşılabilir bir sağlık hizmeti için aksine daha fazla istihdama ihtiyaç var. Nitelikli bir sağlık hizmeti için kadrolu istihdam gerekli.Öyle anlaşılıyor ki, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü taşeron işçilerinin itirazlarını, eleştirilerini, taleplerini duymuyor, duymak istemiyor. 3 vardia sistemine çıkarıp gece12de nöbet değişimi istiyor.O saatte çalışanlara evine nasıl gider diye düşünmüyor.Üniversite yönetimini defalarca sözlü ve yazılı uyardık. Yetmedi yargı kararlarıyla sağlıkta taşeron çalıştırılmasının sorumluluğunun üniversite yönetiminde olacağını ortaya koyduk. Sağır Sultan duydu, yönetim duymadı.
21 Aralık grevinde çok somut olarak ifade ettik: Sağlıkta taşeron uygulaması, işçilere ve hastaneden hizmet alanlara karşı suç işlemektir. Hasta için ölüm, işçi için işsizlik ve yoksulluktur. Sağlığın piyasaya açılmış olması sebebiyle Rektörlük ne işçileri ne de hastaneden hizmet alanları düşünüyor. O yalnızca paralarını seviyor, paralarının eksilmemesi için işçi çıkartıyor, hastalara haftalarca, aylarca sonraya randevu vererek ulaşılabilir sağlık hizmetini engelliyor.
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Kardiyoloji Enstitüsü, Onkoloji Enstitüsü, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü ve Basım ve Yayınevi Müdürlüğü birimlerinde, Çalışma Bakanlığı İş Müfettişlerince yapılan incelemede, ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 30.01.2009 tarihli raporu Derneğimizi haklı çıkartmıştır. Rapor, İstanbul Üniversitesinin hizmet alımını, asıl işini ihaleler yoluyla alt işverenlik yani taşerona vermesini muvazaalı yani hileli bir suç olduğunu tespit etmiştir. Taşeron şirket çalışanı işçilerin baştan itibaren asıl işveren olan İstanbul Üniversitesinin işçisi olduğunu belgelemiştir. Bu rapora Üniversite itiraz etse de İstanbul 4. İş Mahkemesi kararı kesinleştirmiştir.
Taşeron şirketlerin hiçbir hükmü yoktur. İşe kimlerin alınacağına karar veren Üniversitedir ve kimlerin işten çıkarılacağına da Üniversite karar vermektedir. Taşeron firma yetkililerine gidiniz ve “Çıkış listesini kim yaptı?” diye sorunuz. Size “Üniversite” diyecektir. Bu nedenle de çıkışlardan esas sorumlu olan Üniversitedir; topu taşeron firmalara atarak sorumluluktan kaçamaz.İstanbul Üniversitesi yönetimi bu hukuk dışı kararından vazgeçip işten çıkarılan işçileri biran önce geri almalıdır. Bünyesinde çalışan tüm işçileri asıl işçileri sayarak, kadrolu yapmalıdır.
Üniversitenin piyasacı, kar-zarar hesabı yapan tüccar politikası sadece hukuk dışı değildir; aynı zamanda çocukları aç, babaları ve anneleri işsiz, hastaları ise çaresiz bırakmakta, işçilere ve hizmet bekleyen hastalara ve yakınlarına da ağır bedeller ödetmektedir. Taşeron İşçileri, artık örgütlüdür ve Derneğimiz aracılığıyla bugüne kadar yazılı uyarılar, iş mahkemesi ve müfettiş raporlarıyla uyardığı Üniversite yönetimi karşısında GöREV’ini yerine getirmek üzere yeniden uyarmaktadır.
2012 yılını taşeron işçilerine, onların ailelerine, hizmet alan hastalara ve yakınlarına kabusa çevirmek isteyen Üniversite yönetimini uyarıyoruz. İşçiler ve hizmet alanlar zarar gördüğü sürece sizler de koltuklarınızda rahat oturmayacaksınız!Yarınlarınız için tek ses, tek yürek olacağız. Bugün 8 röntgen teknisyeni ve 8 sosyal hizmetlerde çalışan temizlik personeli işçi kardeşimizin işten çıkarılmasıyla başlayan süreci durdurmakta kararlıyız. Atılan işçileri derhal geri alınsın. Tüm taşeron işçileri kadrolu yapılsın. Tüm çalışanlar için iş güvencesi istiyoruz.”
www.tasisder.com ▪ www.facebook.com/tasisder ▪ tasisder@gmail.com
Ayrıntıları Evrensel’den aktaralım:
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde çalışan taşeron işçiler, Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakültelerinde, “istihdam fazlası olduğu” iddiasıyla işten atılan taşeron işçilerin geri alınması için 2 saatlik iş bırakma eylemi yaptı.
Sabah erken saatlerde iş başı yapmayarak Monoblok önünde toplanan taşeron işçilere, Çapa Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, asistan hekimler ve diğer sağlık çalışanlarından oluşan Çapa Kampusu Sağlık Meclisi de destek verdi.
Hastane bahçesinde yürüyüş yapan sağlık emekçileri, sık sık, “Atılan işçiler geri alınsın”, “Yönetim uyuma, çalışanına sahip çık” sloganları attı. Hastane bahçesinde yapılan yürüyüşün ardından Dekanlık Binasına gelen sağlık emekçileri burada açıklama yaptı.
İŞVEREN TAŞERON DEĞİL ÜNİVERSİTE
İşten atılan işçilerin asıl iş vereninin taşeron firma değil İstanbul Üniversitesi olduğunu söyleyen işçi Kadir Asu, İstanbul 4. İş Mahkemesi kararıyla bunun kesinleştiğini söyledi. Bu nedenle, işten atmalardan İstanbul Üniversitesi’nin bizzat sorumlu olduğuna dikkat çeken Asu, “İstanbul Üniversitesi, topu taşeron firmalara atarak sorumluluktan kaçamaz” diye konuştu.
Üniversitenin işten atılan işçileri derhal işe geri alması gerektiğini vurgulayan Asu, üniversitenin, yönetimi bünyesinde çalışan tüm işçileri “asıl işçileri” sayarak kadroya geçirmek zorunda olduğunu ifade etti.
Öte yandan sağlık emekçilerinin yürüyüşü sırasında, yürüyüşe katılan katılan taşeron temizlik işçileri hakkında, Çankaya Temizlik Limited Şirketinin tutanak tuttuğu öğrenildi. Sağlık emekçileri, bu duruma da alkışlarla tepki gösterdi.
ORTAK MÜCADELE VURGUSU
Sağlıksız koşullarda çalışan sağlık emekçilerinin hastalara nitelikli hizmet sunamayacağına vurgu yapan İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Taner Gören de, tüm dünyanın taşeron sistemden vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Taşeron çalışma sistemiyle insan emeğinin ucuzlatıldığını kaydeden Gören, “10 yıl önce Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan taşeron işçi sayısı 10 bin civarındayken şimdi 110 bin taşeron çalışıyor. İstanbul Tıp ve Cerrahpaşa Tıp Fakültelerinde de toplam 7 bin taşeron işçi çalışıyor” dedi.
Taşeron sisteme karşı mücadelenin uzun süredir devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan da, “Bu mücadele her zaman sürmelidir. Çünkü bu çalışma koşulları kabul edilemez” diye ifade etti.
“Yönetim, taşeron işçilerin sabrını sınamaya kalkışmasın” diyen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şube Başkanı Ersoy Adıgüzel de, sağlık emekçilerinin mücadelelerini ortaklaştırdığını ve taşeron işçilerin yanında olduklarını belirtti.
‘KADRO BEKLERKEN İŞTEN ATILDIK’
Kadro beklerken, kadrolu alımlar gerekçesiyle işten atıldıklarını söyleyen, Radyoloji Teknisyeni Çiğdem Yılmaz, taşeron şirket müdürünün, ‘Hiçbir şey yapamazsınız. Hiçbir hak talebinde bulunamazsınız’ dediğini belirterek buna karşı yargı sürecini başlatacaklarını söyledi. Yılmaz, “Uzun bir süreç olacağını biliyoruz. Ancak sonuna kadar mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu. “Burada bir kişi kadroluysa beş kişi taşeron çalışıyor” diyen Yılmaz, taşeron işçilerin, sürekli olarak işten atılmakla tehdit edildiğine de dikkat çekti. Yılmaz, “Bu hastaneyi kaldıran taşeron işçilerdir” sözleriyle tepkisini ortaya koydu.
Tıp Fakültesinde kadrolu işçi alımı olduğunda taşeron çalışanların işten atıldığını kaydeden Radyoloji Teknikeri Dilek Kaplan da, bu mağduriyeti sürekli olarak yaşadıklarını anlattı. (İstanbul/EVRENSEL)
http://www.evrensel.net/news.php?id=20850
Güncelleme tarihi: 2012-01-09 06:12:02