İsrail-Filistin’de Barış ve Kadınlar

Dünyanın çatışma yaşayan veya işgal sonrası barış anlaşması imzalanan bir çok bölgesinde kadınların barış sürecini olgunlaştırmada önemli rolleri olduğunu gözlemliyoruz. Ancak kadınların ilmek ilmek ördüğü barış örtüsü müzakere masalarında görünmüyor. Müzakere süreçlerinde temsil edilemiyorlar ve onlara akıl danışılmıyor. 90’lardan beri süreci tıkayan tüm olaylara rağmen düşe kalka birbirlerine erişmeye çalışan Filistin’de yaşayan Yahudi ve Müslüman kadınlar, seslerini bir arada yükselterek barış için yürüdü.

https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201710081030488209-filistinli-ve-israilli-kadinlar-baris-icin-birlikte-yurudu/

https://www.timeturk.com/filistinli-israilli-kadinlar-baris-dediler/haber-339802

İsrail-Filistin’de Barış ve Kadınlar

1988’de Yahudi ve Müslüman kadınlar barış hakkında konuşmak için Kudüs’teki bir manastırda bir araya geldiklerinde ve sonra kısa süre sonra toplantılar düzenli olarak gerçekleşmeye başladığında yetkililer, kadınların “Filistinlilerle İsrailliler arasındaki politik temas yasağı” kuralını çiğnediklerini göz ardı ettiler. Ne de olsa kadınlardı. Ancak bu gayri resmi kadın grubu, barış görüşmelerinde tartışma konusu haline gelmeden önce iki devletli bir çözüm geliştirdi. Ve inandıkları ilke, kadınların mutlaka çatışmanın çözümü ve barışın inşaasında bulunması gerektiğiydi. 12 yıl sonra Birleşmiş Milletler 31 Ekim 2000’de dönüm noktası olan 1325 sayılı Kararı kabul etti.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu İnsani Yardım Grubu başkanı Pam DeLargy, “1325 kadın grupları ve feministlerin ülkelerinin karar alma süreçlerine dahil olmaları için yaygın bir pratik oluşmasına zemin hazırladı” diyor.  Kudüs Kadın Merkezi ve Doğu Kudüs’teki bir Filistinli müdür olan Mariam Ikermawi, IWC’nin kadınlara bir ses verdiğini ve barış görüşmelerine yeni bir yaklaşım getirdiğini söylüyor. “IWC yi bilen çok fazla insan bulamazsınız ama onunla aynı hisleri paylaşan çok fazla kadın bulabilirsiniz.”[1]

1993 te Celile’de, Yizrael Vadisi ile Wadi Ara’da, bir grup Yahudi ve Müslüman kadın bir araya gelmeye başladı. Yol kenarlarında “Siyahlı Kadınlar”(Women in Black) nöbeti tutarak birlikte, işgale karşı eylem yaptılar. Fakat birçok ‘barış grubu’ndan daha fazlasını yaparak, İsrail devleti içerisindeki Filistinli azınlık için tam eşitlik ve demokratik hakları talep ettiler. Kendilerini Kudüs’teki bir örgütün yerel şubesi olarak tanımladılar ve Bat Şalom (Barışın Kızı) ismini aldılar. Fakat bu örgüt onların bu iç meseleye yaptıkları vurguyu paylaşmıyordu. Bat Şalom, İşgal’e karşı çıkan ve barış hamlelerine destek veren ülke çapında eylemler örgütleyen Barış İçin Kadınlar Koalisyonu’nun aktif bir üyesiydi.

1995 te başbakan İzhak Rabin in suikastı ile başlayan olaylar şiddetin büyük bir hızla arttığı bir süreci beraberinde getirdi. 2000 lerden itibaren etki alanı iyice azaldı. Kuzeydeki grup Kudüs’teki ana örgütten 2006’da ayrılmış ve adını Bat Zafon (Kuzeyin Kızı) olarak değiştirdi.  Daha sonra 2008’de tamamen Kadınların Bat Şalom’dan çekilmesine neden olan hayal kırıklığı ve bezginlik çoğunlukla Yahudi üyeler tarafından hissediliyordu.

Bat Zafon’un son yıllarında kadınlardan bazıları, Yahudi bölgesindeki  barış yanlısı toplulukta iki devletli çözümün artık gerçekleştirilebilir olmadığını açıkça söyleme cesaretine sahip birkaç insanın arasındaydı. Düşünülemez olan artık düşünülmeliydi: İsrail’in tekçi Yahudi kimliğinden feragat etmek. Bat Zafon’daki kadınlar, bölgedeki gerçek demokrasinin bölgede barışçıl bir çözüm için gerekli koşul olduğuna her zaman inandılar. Şimdiyse Kuzeydeki Lübnan ve Suriye sınırlarından Güneydeki Mısır sınırına kadar, Ürdün nehrinden Akdeniz’e kadar tüm İsrail-Filistin bölgesinde çok kültürlü bir yapının veya yapıların, anayasal eşitlik çerçevesinde Yahudilerden, Müslümanlardan ve diğerlerinden oluşan bir ulusun hayalini kurmaya hazırlar. Fakat bu hayal ancak Bat Zafon’daki bireylerin dağıldığı ve aktif biçimde örgütlenmeyi bıraktığı bir anda somutlaştı.[2]

“Operation Protective Edge” (“Sınırda Koruma Operasyonu”) ndan sonra 2014 te Woman Wage Peace kuruldu. [3]Her kesimden Yahudi ve Müslüman kadınların “barışın parçası” olmak hedefiyle biraraya geldi. 2 yıldır yapılan barış yürüyüşleri dahil 2014 ten beri bir çok eylemlilikle mücadelelerini sürdürüyorlar.[4]

[1] http://www.visionews.net/middle-east-israel-and-palestinian-women-together-for-peace/

[2] http://cins.ankara.edu.tr/10_5.pdf

[3] http://womenwagepeace.org.il/en/

[4] http://www.yeniduzen.com/israilli-ve-filistinli-kadinlarin-ortak-baris-orgutu-women-wage-peace-kimlerden-olusu-9940yy.htm

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir