Monthly Archive: Temmuz 2013
Tamir, tedavi, reform, iyileş(tir)mek… Asrın idrakinde kendisine işlevsel bir alan bulmakta bir hayli zorlanan kelimelerimiz… Yapmaktan çok bozmanın, tedavidense tek seferlik “kullan-at” tutum, davranış ve ilişkilerin, tamiri değil de her seferinden yeniden edinmeyi, baştan...
İstanbul kendi tarihi seyri içinde bir insan gibi geçirdiği değişimlerle değerlendirildiğinde hep genç, diri kalabilen bir varlıktır. Kendi güzelliğini muhafaza etmek için direnen, her kaybedişte başka bir güzelliği ortaya çıkan, duvardan çıkmayan yazılar gibi...
27 Temmuz Cumartesi, Saraçhane Parkı, Şehzadebaşı Camii yanı “…ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık.” (49 / HUCURÂT – 13) Bu topraklarda son otuz yıldır yaşanan acılardan sonra nihayet barışın mümkün...
Toplumumuz, kültürümüz ve kurumlarımız ortak geçmişimize, Osmanlı Devletine dayanıyor. Çok değil bundan 100 yıl önce ülkemizde bugünkü anlamda son derece az sayıda işçi vardı. İnsanların büyük çoğunluğu köylerde kendilerine ait toprakları işleyerek geçimini sağlıyordu....
Geçtiğimiz Cuma (19 Temmuz) dinlediğimiz, adeta kulaklarımızın pasını silen, “Helal Kazanç, Helal Lokma” başlıklı kıymetli cuma hutbesini heybemize koyuyor, dikkatlerinize sunuyoruz. Yazanlardan Allah razı olsun diyoruz. http://www.istanbulmuftulugu.gov.tr/hutbeler/2013/temmuz/helal_kazanc_helal_lokma_19.07.2013.pdf HELAL KAZANÇ, HELAL LOKMA ...
21 Temmuz Pazar, Saraçhane parkı (Şehzadebaşı Camii yanı) “Ramazan bize zorlukta ortaklaşmayı ve zorluğun aşıldığı vakitte kardeşçe bir araya gelmeyi öğretir. Nasıl gün boyu açlıkta, susuzlukta ve yoksunlukta buluşuyorsak, iftarda da bu birliği perçinlememiz...
“Dans edemediğim bir devrim, devrim değildir” Emma Goldmann “Bir devrimin görünür amaçları ne kadar sınırlı olursa olsun, ebedi Düzen’in duvarlarında açtığı çatlaklardan cennetin ışığı süzülmelidir.” Eric Hobsbawn 2011’de Arap coğrafyasında ve Şili’de başlayan gençlerin öncülüğündeki halk ayaklanmalarında...
“Ben Mustafa Olcak. On yedi yaşındayım. Cam fabrikasında, goble servisinde işçiyim. Babam da Paşabahçe Cam Fabrikası’ndan emekli. Beş kardeşiz, hepimiz camcıyız.” Böyle başlıyor merhum Süha Arın’ın 1985 yılında genç cam işçilerinin hayatına dair çektiği...
Haşmet Babaoğlu’nun bu yazısı, islamcı siyasetin yüz yıllık kendi dilini yaratma konusundaki sorunsal mücadelesine bir destek niteliğinde. Modern dönemin getirdiği yeni “deli gömlekleri”nin öğrettiği kavramların muğlaklığıyla vicdanımızın aldığı yaradan, iyisiz ve kötüsüz hayatımızdan bahsediyor. Ancak...