Bu sabah Texim işçilerinden 50 kişilik bir grup beş kişiyi Merter’deki fabrikanın önünde nöbetçi olarak bırakıp TEKSİF önlükleriyle Tünel meydanında toplandılar. Taşıdıkları pankartın arkasında biraz bekledikten sonra sloganlarla birlikte coşkulu bir yürüyüş başladı. Yürüyüşe destek olmak için İhsan Eliaçık hocamız da gelmişti. İşçilerin attırdığı sloganlarla İstiklal’in tamamını yürüdük. Oldukça tempolu ve coşkulu olan sloganlardan bazıları şunlardı: “Texim şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “İşten Çıkarma Yasaklansın”, “Baskılar bizi yıldıramaz”. Taksim meydanına geldiğimizde Teksif sendikasının ses aracı da bize katıldı. Teksif örgütlenme uzmanı Asalettin Arslanoğlu burada tüm Taksim meydanını inleten bir konuşma ile durumu özetlerken yavaş yavaş Gümüşsuyu’ndaki Alman Konsolosluğuna ilerlemeye başladık.
Texim firması, önemli Alman markalarına (özellikle Hugo Boss) fason üretim yapmakta. Texim’in geliri ve marka değerinin önemli bir kısmı bu fason üretimden kaynaklanıyor. Texim’in işçilerle olan münasebetinin Hugo Boss’un marka değerini düşürmeye meyilli olması veya Türkiye’deki üretimin Avrupa standartlarına uygun olmaması durumu, bir buçuk yıl önce başarılan 12 saatten, 8 saate geçiş aşamasında da bir argüman olarak kullanılmıştı. Dolayısıyla Alman Konsolosluğu’na yürüyerek durumu gündeme taşımak işçiler için önemli bir hamleydi. Arslanoğlu da konuşmasında bu durumu ön plana çıkartarak neden Alman Konsolosluğu’na yürüdüğümüzü, Türkiye’deki üretim tarzının vahşiliğini anlatarak etraftakilere çağrıda bulunuyor ve durumu anlatıyordu.
Konsolosluğun önüne geldikten sonra bir süre daha burada sloganlar atıldı, ufak bir konuşma oldu. Arslanoğlu bu konuşmada konsolosluk yetkililerinden görüşme talep ettiklerini ve üç-dört kişilik bir heyetle içeri girmek istediklerini söyledi. Çok geçmeden Arslanoğlu, Teksif Yedikule Şube Başkanı Sebahattin Çetin ile beraber konsolosluğa kabul edildiler ve dışarıda bekleyiş başladı.
Yaklaşık yarım saat süren görüşmeden çıktıklarında Arslanoğlu, yapılan görüşmede Hugo Boss’un Türkiye’de kendi fabrikaları ve fason verdiği fabrikalarda işçilere sömürgeci bir şekilde davrandığını, İzmir’deki kendi fabrikasında, Edirne Giyim isimli fason fabrikasında ve son olarak da Texim’de işçilere yönelik baskıların, hak aramalarının engellenmesi, uzun çalıştırma, sendikalaşmalarını engelleme gibi davranışların artışta olduğunu anlattıklarını belirtti. Konsolosluk görevlisi de bu durumu Hugo Boss yetkililerine ileteceklerini, konuyla ilgileneceklerini, dikkatlerini çekeceklerini ifade etmiş. Anlaşılan o ki, sorununu kökeni Texim’in işçiyle kurduğu ilişkiden ziyade doğrudan Hugo Boss’un da içinde bulunduğu bir sömürü biçiminde yatıyor. Yani sadece fason şirket değil, ana şirkette de hak gaspı eğilimi söz konusu. İşçilerin sendikalarının önderliğinde gerçekleştirdikleri bu yürüyüş spesifik hedefine ulaşmış oldu, Arslanoğlu konsolosluk yetkilileri ile görüşülebilmesinin istisnai bir durum olduğunu belirtti. Hugo Boss’çuların rahatlarının bir miktar da olsa kaçacağı açık.
İşçiler işe iade davası açarak haklarını arayacaklar. Bir yandan da Merter Keresteciler Sitesindeki fabrikanın önünde kurdukları çadırlarında bekleyecekler. Hem işverene hem de çalışmaya devam eden sendikalı ve sendikasız işçilere davalarına ve mücadelelerine sahip çıktılarını gösterecekler. Vereceğimiz destek, tuttuğumuz taraf önemli. Destek olmak isteyenlerle beraber gidelim, konuşalım, görüşelim, olayı duyurmaya çalışalım.
1 Response
[…] http://www.emekveadalet.org/texim-iscileri-alman-konsolosluguna-yurudu/ […]