Kardeşlik İftarları 3: Evsizlerle Buluşma İftarı’nın Ardından
4 Ağustos 2012 Cumartesi günü üçüncüsünü düzenlediğimiz Kardeşlik İftarları için bu kez Tophane’deydik. Kılıç Ali Paşa Camii’nin hemen yan tarafına kurduğumuz soframızın bu seferki özel davetlileri evsiz kardeşlerimizdi. Yolu sokaklara, parklara düşen neredeyse her insanın şahit olduğu ama çoğu zaman kimsenin pek de yanına yanaşmak istemediği ve bu yüzden de hep uzaktan uzağa bilinen evsizlerle, aynı sofrayı paylaşmanın geç kalınmış tanışmaya bir adım olacağını düşünenlerle Kardeşlik İftarı’nda bir araya geldik. Tabii bu bir araya gelme sözü, birçok insanın zihninde belki iftara katılanların en azından yarısının evsiz olması gerektiği şeklinde bir beklenti oluşturuyor. Tam da bu beklentinin kendisi maalesef evsizlerle aramızdaki geniş mesafeyi ortaya koyuyor. Biz de daha fazla evsiz soframızı paylaşsın isterdik, ancak en temel insani haklarından yoksun bırakılmış ve kalabalıklar içinde, hem devlet tarafından hem de bizlerin de parçası olduğu toplum tarafından, yalnız yaşamaya mahkûm edilmiş insanların kendilerine gelecek davetleri ilk seferde kabul etmelerini beklemek biraz fazlaca iyimser olur. Tam bu noktada Kardeşlik İftarları’nın asıl kıymetinin belki de soframıza gerçek hayattaki karşılığına nazaran sembolik sayılarla teşrif eden; işçilerle, evsizlerle ve göçmenlerle en başta iletişimsizliğimizin farkına varıp, bundan sonrası için ise daha sürekli ve sahici bir ilişki kurabilmenin vesilesi olarak görmemiz olacağını düşünüyoruz. Tabi bu bizim aklımıza gelen sebeplerden biri, gelenlerin hangi saiklerle burada bulunduğuna dair de; “Neden Kardeşlik İftarları” başlıklı bir video hazırladık.
İftar sırasında bizle birlikte olan evsizlerin neredeyse tamamı Şefkat-Der’in uzun zamandır ilgilendiği insanlardı. Şefkat-Der, Türkiye’de evsizler sorununu birincil meselesi olarak gören tek kuruluş, dar imkânları çerçevesinde ulaşabildiği bütün evsizlerle onların dertlerine ortak olarak çözüm arayışlarında bulunuyor. Bu anlamda da devletin yapamadığını ya da belki daha doğrusu yapmadığını hayata geçiriyor. Şefkat-Der şimdiye kadar pek çok evsize, içinde bulundukları durumdan çıkmanın imkânlarını sağladı. İftar sırasında evsizlik meselesine dair yaptığımız açıklamada da belirttiğimiz üzere, devletin ve belediyelerin evsizlere yönelik en ileri düzeydeki hizmeti, kötü bir ev sahipliği rolü üstlenerek evsizleri kerhen ve ne zaman gidecek diye yolunu gözleyerek misafir etmek, bu konuda devletin nasıl bir tutum içinde olduğunu geçtiğimiz sene hazırladığımız Güz 2011 tarihli Türkiye’de Evsizlere Dair Rapor‘dan ayrıntılı bir şekilde inceleyebilirsiniz. Tabii böyle bir durumda evsizlerin meselelerinin ancak birebir bu süreçleri deneyimleyen ve bu pozisyondaki insanlarla sahici ilişkiler geliştiren kişilerden dinlemenin hakkaniyetli bir durum olacağını düşündük. İftar anında sağ olsunlar aramızda yer alan Şefkat-Der Evsizler Evi sakinleri bizle bir miktar muhabbet ettiler, ancak kalabalığın içinde pek çok noktaya da değinmek mümkün olmadı. Biz biraz da bu durumu tahmin ederek, evsizlik meselesini birebir yaşayanların ağzından duymak isteyenler için, iftardan iki gün önce Şefkat-Der Evsizler Evi sorumlusu Ahmet Abi ve evin sakinlerinden Hüsnü Abi ile uzunca bir röportaj yaptık.
İftardaki konuklarımıza dair es geçmememiz gereken bir başka grup ise zahmet edip Ümraniye’den buraya kadar gelen, yine Şefkat-Der’in organize ettiği kadın sığınma evinden kardeşlerimizdi. Onlar konuşma yapmadılar, hep ikincil ve ezilmiş pozisyonlara mahkûm edildikleri bir toplumda, henüz güvenlerini kazanacak kadar çabayı göstermediğimizi anladık. Ancak bu iftarlarda şunu gördük ki, tek meselemiz gelenlerin konuşması değil; birlikte bulunmanın oluşturduğu ortamda bazı şeyleri de suskun kalma durumu dahi olsa hissedebilmekti.
Yazının sonuna doğru yaklaşırken; biraz da belki iftar gününe ve hazırlıklara dair birkaç kelam etmemiz güzel olacak. Gün içinde yağan yağmur bizi bir miktar tedirgin etti ve açık söylemek gerekirse yağmur devam ettiğinde ne yapacağımız konusunda şaşkınlık yaşadık. Ama daha sonra Allah’a şükür havanın tekrardan açtığını gördüğümüzde, vira Bismillah dedik ve kaldığımız yerden hızla hazırlıkları tamamlamaya koyulduk. İftar menümüz yine aynıydı; ayran aşı çorbalarımızı ve ekmek aralarımızı hazır etmiştik. Ancak buna ilaveten bizimde iftar alanında karşılaştığımız bir sürpriz olarak, iftarlara destek veren bir arkadaşımızın tepsi tepsi tatlı ve börek ile geldiğini fark ettik ve onları da sofralarımıza bölüştürdük. Önceki hafta hazırlık sürecimize dair mutfağımızı buradan paylaşmıştık, bu hafta da biraz sonrasından bahsetmek gerekiyor. İftardan sonra katılanlar da fark etmiştir ki; hazırladığımız ekmek aralarının bir kısmı arttı. İsraftan kaçınmak için hazırladığımız ekmek araları arttığında hemen buna nasıl bir çözüm bulabiliriz diye düşünürken, soluğu Fatih Camii’nin avlusunda aldık ve burada kısa süre içinde sahurluk olarak ekmek aralarını dağıttık. Bu ikramımız özellikle caminin avlusunda işportacılık yapan çocuklar arasında büyük ilgi gördü ki bu bizim için de sevindirici bir durum oldu.
Son olarak bu zamana kadar yaptığımız Kardeşlik İftarları’nda eksikliğini hissettiğimiz bir durumu burada paylaşarak bitirelim. Nedense iftarların ardından konuşmalar bittiği gibi bir an önce dağılmamız gerekiyormuş gibi bir hava oluyor. Biz istiyoruz ki; aynı derdi paylaşan, birbirini çok tanımasa da kardeş olarak gören insanlarla oturalım, birlikte uzun uzun muhabbet edelim. İftar sofrası buluşma mekânımız olmuşken, tanışmadan ayrılmayalım. Bu yüzden bu cumartesi Tarlabaşı’nda yapacağımız iftardan sonra müsait olanlarla orada muhabbete devam edelim istiyoruz. Bir de şöyle bir ricamız olacak ki, düzenlediğimiz bu iftarlarla ilgili bizlere tavsiyeleri olan kardeşlerimiz, burada yorumlarını bizlerle paylaşırlarsa çok memnun oluruz. Ortak dertlerimiz olan insanlardan gelen her tavsiye bizim için kendi sözümüz kadar değerlidir.
Tophane Evsizler Evi Sorumlusu Ahmet Abi’nin Evsizlerle Buluşma İftarı’nda yaptığı konuşmanın videosu:
4 Ağustos 2012 Cumartesi günü Tophane sahilinde düzenlenen
Kardeşlik İftarları 3: Evsizlerle Buluşma İftarı’ndan Fotoğraf Kareleri:
ya biliyo musunuz nıe oyle dagılıyo herkes. belki biraz ayıp kacacak ama çay var ya ÇAY yani. işte oruçtan çıkıp da caysız kalmak nedır bilir misiniz. hanı o uzun muhabbetler cayla olur ancak oruc sonrası yoksa basınız agrır gozlerınız agırlasır falan . yanı buna bır care nasıl bulunur bılmıyorum ama ben kendı adıma ıkı termos cayla gelırım. fatıhe bır termosla gelmıstım ancak 7 kısı ıcebıldı bırer bardak.:)